“Günlük Sıvı İhtiyacımızı İftar İle Sahur Arasında Karşılamalıyız”

Oruç Tutacaklar Bunlara Dikkat Etmeli

İç Hastalıkları (Dahiliye) Uzmanı Uzm. Dr. Muhammet Emin Kızılcan, Ramazan ayının başlamasıyla birlikte oruç tutacak vatandaşlara uyarılarda bulundu. Tutulacak oruçların ardından iftar ile sahur arasında tüketilmesi gerekenlere değinen Kızılcan, sıvı kayıplarının önüne geçmek için iftar ile sahur arasında en az 2 litre su tüketilmesi gerektiğini aktardı.

“Sıvı alımlarına dikkat edilmeli”

Oruç tutmanın vücuda olumlu etkileri olduğunu aktaran Kızılcan, vatandaşlarda oluşabilecek rahatsızlıklara karşı da uyardı. Oruç tutan vatandaşların vücudunun uzun süre susuz kaldığını ifade eden Uzm. Dr. Kızılcan, “Ramazan ayındaki oruçta sıvı alımına dikkat etmek lazım. Gün içerisinde sıvı alımı olmadığı için günlük sıvı ihtiyacımızı iftarla sahur arasında dengeli bir biçimde karşılamamız gerekiyor. Günlük sağlıklı bir su tüketimi kişiden kişiye değişmekle beraber ortalama iki litre su tüketimini öneriyoruz. Normalde hiç su almadığını fark edelim vücudun. Metabolik süreç boyunca oluşan artıkların vücuttan uzaklaştırılması için gereken su miktarı 500 mililitre. Sağlıklı bir insanda bu tabi gereken minimum miktar. Ramazan boyunca susuz kaldığımız için oruç tuttuğumuz dönemde 2 litre su içmenin faydası olacağını gösteriyor.” dedi. ve tuzlu besinlerden kaçınılmalı”
Uzun süreli tutulan oruçların ardından iftar ile birlikte aşırı beslenmenin vücuda etkilerine de değinen Uzm. Dr. Muhammet Emin Kızılcan, çok yağlı ve tuzlu besinlerden kaçınılması gerektiğini dile getirdi. İftarda aşırıya kaçan tuzlu ve yağlı beslenmenin kronik hastalıkları tetiklediğini aktaran Kızılcan, “Aşırı beslenme hem mide ve bağırsak sistemi için hem de metabolik durumu için vücut için çok önerdiğimiz bir beslenme tarzı değil. Günlük ihtiyacımız olan kalori kadar beslenmek lazım. Aşırıya kaçmamak lazım. Özellikle çok yağlı, çok tuzlu yiyeceklerden kaçınmak lazım. Bu tip bir beslenme sağlıklı bir insanda da metabolik sorunları tetikleyebileceği gibi kronik hastalıkları olan bireylerde hastalarımızda hastalıkların daha kötüleşmesine sebep verebilir. Kronik hastalıkları olan bütün gruplar oruç tutulan dönemde bazı dikkatli gözlemler ve değerlendirmeleri sonucunda bu tür kararları vermeli. Mesela şeker hastaları öne çıkan bir grup. Burada önemli olan hastalığın kontrol altında olup olmadığı, mesela kan şekeri düzeyleri sürekli yüksek seyreden ve sıklıkla insülin alması gereken ya da gün içerisinde birkaç tane ilaç alması gereken hastaların oruç tutmasını çok uygun bulmuyoruz. Çünkü bu hastalarda kan şekerinin düşmesi risk var. Bu zaten diyabet hastalarında acil olarak gelişen en korktuğumuz yan etkilerinden biri. Gün içerisinde oruç tutan vatandaşlarımız ilaçlarını kullanamayacakları için kan şekerleri yükselebilir. Bu hastalarda diğer eşlik eden kalple ilgili durum varsa mesela bunlarda da kötüleştiğine dair klinik çalışmalar var. O yüzden özellikle diyabet hastalığı olan, şeker hastalığı olanlara genellikle oruç tutmayı önermiyoruz.” İfadelerini kullandı.
“Kronik rahatsızlığı olanlar doktorlarına danışmalı”
rahatsızlığı olan hastaların doktorlarına danışmadan oruç tutmamaları gerektiğini ifade eden Uzm. Dr. Muhammet Emin Kızılcan, “Hipertansiyon hastalarında eğer tansiyon kontrol altındaysa ve tek doz ilaç yani hafif hipertansiyonsa bunların oruç tutmasında sakınca olmayabilir. Ancak günde iki ya da üç ilaç alması gereken ve kontrolsüz tansiyon yükseklikleri olan ilaç kullanmasına rağmen tansiyonunu kontrol altına alamadığınız hastalarda oruç tutmak ciddi sağlık problemlerine sebep olabilir. Hipertansiyon hastalarında hem ilaç alamadığı hem de susuz kalmanın tetiklediği bazı istenmeyen olaylar var. Mesela inme dediğimiz beyin damar hastalıklarında artış olabiliyor. O nedenle her hipertansiyon hastasına da oruç tutmayı önermiyoruz. Kalp hastalıkları olan hastalarımızda genelde ciddi bir kalp yetmezliği yoksa ya da gün içerisinde çok ilaç kullanması gereken bir hasta değilse bu hastalarımızın tutmasında bir mahsur yoktur. Kronik rahatsızlığı olan hastalar doktorlarına konuyla ilgili danışmaları gerekir.” şeklinde konuştu.
yenigun

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.