Ali SÜZEN YAZDI: İSTANBUL İZLENİMLERİ
“Tebdil-i mekanda ferahlık vardır.” buyuran Peygamber efendimizin buyruğuna uyarak 3-5 günlüğüne İstanbul’a gittik. Malumunuz İstanbul’da bir hanemiz var. İlk göz ağrım oğlum Ahmet Emre ve gelinim orada mukim(oturuyor).
İstanbul, tam bir koşuşturmaca şehri… Herkes telaşla bir yerlere yetişmeye çalışıyor. Bereket son yıllarda metro, metrobüs vb. toplu ulaşım alanında hayli yatırımla güzel şeyler olmuş. Hem de çok güzel şeyler… Artık, Avrupa kıtasından Asya’ya, Asya kıtasından Avrupa kıtasına dakikalar içinde geçebiliyorsunuz. Emeği geçenlerden, vesile olanlardan Allah razı olsun!
En büyük zevkim Boğaz’ı vapurla geçmek olduğundan ziyaretler vesilesiyle bu imkanı bolca bulabildim. İnsana büyük huzur veriyor. Ben zaman bulup gidemedim ama Boğaz turları için vapur hattını kullananların hayli çok olduğunu da gördüm. O, dünyanın incisi Boğaz…
İlk ziyaret ettiklerimden biri Recep Kırıkçı Abi oldu. Malumunuz; Recep Kırıkçı Dursun Ali Şahin valimizin danışmanı idi. Kendisi aynı zamanda velud (üretken) bir yazar. Kızı ile birlikte hazırladıkları ‘Efendimizin Sevgili Eşi Hz. Aişe Annemiz’ kitabını (cep kitapçığı) hediye etmek lütfunda bulundular. Trenle İstanbul dönüşü okudum. Son derece yararlı ve bir solukta okunabilecek cinsten bir kitapçık. Bana söylediğine göre kızı, kendisinin kına gecesinde bu kitabı davetlilere hediye etmiş. Ne kadar güzel ve kalıcı bir hediye. Kutup Yıldızı Yayınları’ndan çıkan 45 sayfalık bu kitapçığı bu tür nişan, düğün ve mevlid törenlerinde davetlilere dağıtmak ne kadar hoş olur, değil mi? Hararetle öneririm.
Recep Abi ve 16 arkadaşı geçtiğimiz Cuma günü Mısır gezisine çıktılar. İnşallah kendileri için hoş bir gezi olur ve dönüşte biz de ‘gezi notları’nı okuma imkanı buluruz. Çünkü o aynı zamanda bir seyyah (gezgin)…
Sonraki gün Dursun Ali Şahin valimizi ziyaret imkanı buldum. Merter’de bir ofis açmış. Uzlaştırmacılık işi ile meşgul. Kendileri aynı zamanda bir hukukçu çünkü… Beni görünce çok mutlu oldu. Tabii, ben de çok mutlu oldum neredeyse ilkokuldan sonraki tahsil (okul) hayatımızın birlikte geçtiği değerli, kadirşinas arkadaşımı sağlıklı, mutlu görünce. Edirne’yi konuştuk. ‘Ah Edirne, Vah Edirne!’ adıyla bir kitap yazdığını, henüz neşretme imkanı bulamadığını ifade ettiler. İnşallah yakında yayınlanır da okuruz. Söz, Rıdvan Canım’dan açılınca onun “Elvada deme…” diye başlayan şirini ezberlediğini, şiirlerini ve kitaplarını çok beğendiğini, kendisini de çok sevdiğini ifade ettiler. Ben de Rıdvan Canım Hoca’nın şiir CD’sini bir dahaki gelişte kendilerine hediye etmek üzere söz verdim. Tabii, nasipse inşallah! diyerek. Recep Duymaz Hoca’nın ‘Mehmet Akif’in Edirne Yılları’ kitabından da bir tane istediler.
Tarihe not düşme adına kaydetmeliyim: Dursun Ali Şahin Valimiz, Allah kendilerinden razı olsun, Edirne’mize büyük hizmetleri olan, Edirne’mizde iz bırakan valilerimizden biridir. Şöyle ki; yıllardır komşu ülke Bulgaristan bizim bütün araçlarımızdan dezenfekte ücreti adı altında adeta toprak bastı parası alıyordu. Rahmetli vali Fahri Yücel, bu duruma el koyarak mukabele-i bilmisil (karşılıklılık) esasına dayanarak bizim de ‘dezenfekte’ ücreti almamız gerektiğini düşünmüş ve bu uygulamayı başlatmıştı. Onun Edirne’mize kazandırdığı ‘Eski Edirne Evleri’ restorasyonu işinde maddi kaynağı buradan sağlamıştı. Sonra Bulgarlar; ” komşu, gelin bu dezenfekte ücretini karşılıklı kaldıralım’ demişler. Bizimkiler de iyi madem, kaldıralım deyince bir müddet için kaldırmışlar ama hemen yeniden koymuşlar. Biz ise uyumuşuz ta ki Dursun Ali Şahin Valimize kadar… Biliyor musunuz ki, gümrük kapılarından Edirne’mize kalan tek gelir kaynağı valiliğin Çevre Koruma Vakfı aracılığı ile tahsil ettiği bu dezenfekte ücretidir. Bu iş hem istihdam sağlamakta hem de Edirne Tarihi Evlerinin restore edilmesini sağlamaktadır. Günay Özdemir valimizin zamanında yaklaşık 600 kadar yıkılmakta olan, metruk haldeki tarihi bina ya satın alınmış ya da 25 yıllığına valiliğe tahsisi sağlanarak Edirne Turizmine kazandırılması çalışmaları halen devam etmektedir. Bu arada Çevre Koruma Vakfı Müdürü Ali Eraslan’ın üstün gayretlerini de minnetle anmak gerekir. Sayın Dursun Ali Şahin valimiz, bir türlü değerlendirilemeyen Meriç Kumunun İstanbul’a pazarlanması için epey emek sarfetmiş ve belli bir mesafe de almıştır. Bu günlerde medyada “Edirne Meriç Nehri kumu İstanbul’da pek revaçta” haberlerini okumuşsunuzdur.
‘Elvada deme..!’ şiirinden biraz okudular gözleri dolarak ve şu anısını anlattılar: ” Sadık Ahmet’in köyündeydik, Batı Trakya Gümülcüne’de… Bir ihtiyarın bir köşede Kur’an-Kerim okuduğunu gördüm. Yanına gittim. Okumasına ara verince, ne güzel, Kur’an okuyorsun, ne mutlu sana, peki Yunanca’yı öğrendin mi? diye sordum. Yorgun gözlerini gözlerime dikerek; niye öğreneyim ki, nasıl olsa bir gün Türk’ler geri gelecek! dedi, ümitle. Ben o ümidin Balkan’larda yaşayan hiç bir Türk’ten silinmediğinden bu şekilde emin oldum.”
Sen de emin misin?
21 Nisan 2018, Edirne
- Edirne Ticaret Borsası Altın Çağını Yaşıyor! - Eylül 26, 2021
- Edirne Kulisi Huzurlarınızda Veli-Der - Eylül 20, 2021
- Şovmen Müdür Ertan Çekiç Hakkında Soruşturma Açılmalıdır - Eylül 15, 2021
Yazınızı beğenerek okudum.Allah razı olsun..