Ali Süzen Yazdı: Edirne Valisi ve Müftüsü Vebal Altındadır
Edirne’mizde adı hala anılan ve her daim anılacak olan “iz bırakan” valiler vardır: Görevi başında amansız bir hastalığa yenik düşen Fahri Yücel, Edirne’mizin manevi sultanı Hasan Sezai’nin Dergahını bugünkü haline getiren ve daha bir çok önemli -mesela “Edirne Kitaplığı” gibi- kalıcı hizmetler veren ve çok tartışılan ama ne yaptığını iyi bilen ve kendinden emin olan Hasan Duruer, Fahri Yücel’den sonra Kapıkule ve Hamzabeyli Sınır Kapıları’ndan girişte alınan ve Edirne’mize bu kapılardan kalan yegane gelir olan ve Çevre Koruma Vakfı’nca tahsil edilen “dezenfekte” olayını yeniden başlatan, buradan elde edilen geliri amacına uygun bir şekilde Tarihi ve Turistik eserlerin bakım ve onarımına harcayan, “Altın Üçgen” tabir edilen bölgedeki 3 caminin (Üç Şerefeli, Eski Cami ve Selimiye Camii) 7/24 açık ve ziyaret ve ibadet için hazır kalması uygulamasını başlatan Dursun Ali Şahin vali gibi…
Dursun Ali Şahin validen sonra sırasıyla önce Üç Şerefeli Camii kapatıldı. Sonra Eski (Ulu) Camiye sıra geldi. Şimdi de Muhteşem Selimiye Camii’ne…
Evet, artık Selimiye Camii’nde de bu güzel ve Edirne’miz Turizmi açısından son derece önemli ve gerekli, adeta olmazsa olmaz uygulamadan vazgeçilmiş durumda.
Siz, koca koca tabelalarla Kapıkule’den Edirne’ye girenleri şehir merkezine yönlendirmeye çalışanlar, “Selimiye Camii”ni görmeden gitme, diyenler!
Kapalı Selimiye Camii’nde selfi mi çekecek gelen ziyaretçi!
İçine girip yapıdaki muhteşem ahengi görmeden, 2 rekat namaz kılıp “şükür vatanıma kavuşturana” veya “bu güzel vatanıma tekrar gelebilmeyi, bu eşsiz mabette verdiğin nimetler için secdeye kapanabilmeyi nasip eyle” diye dua edemeden, havasını koklayamadan, suyuyla yüzünü yıkayıp ferahlayamadan öyle mi!
Vah size! Vah ki, ne vah!
Sabah namazlarında ve yatsı namazı sonrası kapalı camiler…
Eğer, bir gece bir engeliniz yüzünden yatsı namazını cemaatle kılamamışsanız artık -istisnalar hariç- namazınızı camilerden herhangi birinde eda etme şansınız yok gibidir. Çünkü; mesaileri bitmiştir ve birer resmi daire konumuna indirgenen camilerin kapısına, sadece kapısına değil dış avlusuna da kilit vurulmuştur.
Yarası olmayan gocunmasın lütfen ama…
İmamı, “namaz kıldırma memuru” konumundaki camiden, camilerden daha fazlasını bekleyemezsiniz! Birkaç arkadaş bir olup camide sohbet yapmaya, kitap okumaya kalksanız, bu zihniyet size elbette izin vermeyecektir. Belki(!) de haklıdır, onun da çoluk çocuğu var, izlediği diziler var, o da insan(!) kaçırmaması lazım dizilerini..
Kardeşim, sen de al arkadaşlarını git evinde oku kitabını veya bir başka yerde oku!
Ne diye “namaz kıldırma memuru”nu üzüyorsun, başına iş çıkarıyorsun, di mi ama?!!
İmam arkadaş, sözüm sana, eğer cemaatinle hemhal olmuyorsan, derdiyle dertlenmeyip sevinciyle mutlu olmuyorsan, olamıyorsan insan içine karışmıyorsan yapma bu işi! Hele de, ne yapayım cemaat yok, diyorsan kendi cemaatini oluşturamuyorsan, oluşturmamışsan yapma bu Peygamber mesleğini!!
Başka geçim yolları ara yoksa vebali büyük olur!
Diyeceksiniz ki, e ne yapalım yani, sabaha kadar bütün camiler açık mı olsun? Olabilse keşke ama şimdilik bu uzak bir ihtimal.
Yapılması gereken hiç değilse caminin taç kapısının kapalı, son cemaat mahallinin açık tutulmasıdır. Alın Eski(Ulu) Camiyi, son cemaat mahalline bir kaç hasır, kilim konsa ve arzu eden gecenin hangi saati olursa olsun Rabbi’nin huzuruna varabilse…
Tabi, daha da güzeli, başlanmış güzel hem de çok güzel bir geleneğin devam ettirilmesi, Üç Şerefeli Camii, Eski Cami ve Selimiye’nin 7/24 açık olmasıdır, vesselam!
23 Ekim 2021, Edirne
Kaynak: Ali Süzen
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024