30 Ağustos Zafer Bayramı Kabul Töreni Düzenlendi

30 Ağustos Zafer Bayramı Kabul Töreni Düzenlendi

30 Ağustos Zafer Bayramı kabul töreni, Vali Yunus Sezer ve eşi Canan Sezer Hanımefendinin ev sahipliğinde yapıldı.

Kabul töreni, Vali Yunus Sezer ve eşi Canan Sezer Hanımefendinin davetlileri karşılamasıyla başladı.

Kabul töreninde bir konuşma yapan Vali Sezer; Öncelikle bu anlamlı günde bizlerle bir arada olduğunuz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, sizleri sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Kıymetli misafirler, sözlerime başında; bu zaferi bize armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve bizlere bu toprakları vatan yapmak için can veren tüm aziz şehitlerimizi rahmetle anıyorum.

Bu kahraman ordu ve aziz millet; bundan 101 yıl önce 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz ardından, tarihler 30 ağustosu gösterdiği gün, işgal kuvvetlerini bir daha geri dönmemek üzere bu vatan topraklarından göndermiştir.

952 yıl önce Sultan Alpaslan komutasında kazanılan Malazgirt zaferi ile bizlere yurt olan bu toprakların, ilelebet Türk yurdu olarak kalacağını Gazi Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki kahraman ordumuz, 30 Ağustos Zaferi ile bütün dünyaya ilan etmiştir.

Türk Ordusunun her bir ferdi, kahraman Mehmetçiklerimizin he biri, 30 Ağustos’ta kazandığı zaferin büyük Taarruz ruhuyla, bugün de Türk Milletinin hürriyet ve bağımsızlığının en büyük teminatı olmaya devam ediyor.

Bu asil milletin içinden çıkan Türk ordusu, her an ve her zaman, sahip olduğu değerleri korumak ve yaşatmak uğruna şehadeti göze almış kahramanların ordusudur.

Kıymetli hemşerilerim;

Bugün bizleri bir araya getiren sebep, alelade bir sebep değildir. Bütün milletlere ilham olacak şanlı bir zafer için bir aradayız.

Hele, tarihi mücadeleyle geçmiş Serhat ilimiz için bu zaferin anlamı çok daha farklıdır. Edirne’nin hem şehitleriyle hem kadınının, erkeğinin, yaşlısının el emeğiyle pay sahibi olduğu; Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde kurduğumuz Cumhuriyetimizin, temellerinin inşasında önemi unutulmayacaktır.

Bu vesileyle de o mücadeleye emek vermiş bütün geçmiş büyüklerimizi, Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi rahmetle ve şükranla anıyoruz.

Bizler faniyiz. Ama onların eseri olan cumhuriyetimiz, inanıyoruz ki insanlık var oldukça, var olacaktır ve onu kuranların hatıraları asla unutulmayacaktır.

Kıymetli Hemşerilerim;

Bizim neyimiz varsa, ne elde ettiysek çalışarak, mücadele ederek ya ter ya da şehit kanı dökerek elde ettik.

Toprağımız için mücadele ettik. Bayrağımız için mücadele ettik. İnancımız, değerlerimiz ve nihayetinde demokrasimiz için mücadele ettik.1071’de mücadele ettik; 1453’te mücadele ettik; 1915’te mücadele ettik; 1923’te mücadele ettik; PKK terörüyle mücadele ettik, 15 Temmuz Gecesi’nde, bizi içimizden vurmak isteyen, bize silah doğrultan bir ihanet çetesine karşı mücadele ettik. Ve bugün de Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, bir yandan etrafımızda oluşturulmaya çalışılan terör çemberini kırmakla mücadele ediyoruz, bir yandan da hedeflerimize ulaşmak, gelecek nesillerimize daha güzel, daha huzurlu, daha güçlü bir Türkiye bırakmak için mücadele ediyoruz. Onun için bizler yorulamayız. Yılgınlık, bitkinlik gösteremeyiz. Bu topraklar, ancak güçlü olanın ayakta kalabileceği topraklardır. Çok şükür bugün devletimiz güçlüdür, ayaktadır, Garip gurebanın umududur, sığınağıdır, dünya mazlumlarının duasındadır. Bize düşen, bunu kendi çocuklarımız için, geleceğe taşımaktır. İşte bu bayramlar, bu törenler, bizlere sorumluluğumuzu hatırlatmak için, aldığımız emanetin büyüklüğünü, ağırlığını hatırlatmak için vardır.

Mesele sadece bir protokol kuralının yerine getirilmesi değildir. Mesele buradan kendimize bir maneviyat devşirmek, buradan kendimize bir ders çıkarmak, kendi kimliğimizi unutmamak meselesidir.

Bir ülkenin teslim olması, sadece askerlerin teslim olması demek değildir. Esas teslimiyet geçmişini unutmak, nereden ve nasıl geldiğini unutmak, hangi acıları çektiğini unutmak ve belki toprağını değil ama benliğini teslim etmektir. İşte biz bu meydanlarda, bu törenlerde esasen benliğimizi ve kimliğimizi tahkim ediyoruz.

Bu mücadelede Edirne’nin yeri ve önemi dün de fazlaydı, inanın bugün de çok fazladır. Edirne, Kurtuluş Savaşı’nda bizim için neyi ifade etmişse; O günlerden bugüne kadar bu ülkenin üretimine, sanayisine hangi katkıyı yapmışsa, hangi öneme haizse, biliniz ki önümüzdeki süreçte, bunun kat be kat fazlası olacaktır. Biz, Edirne’nin potansiyelini biliyoruz. Hem üretim potansiyelini biliyoruz, hem medeniyet potansiyelini biliyoruz, Hem toprağının bereketini biliyoruz, Hem de insanının elinin becerisini, aklının keskinliğini. Ama en önemlisi gönlünün güzelliğini, zenginliğini biliyoruz. Güzel şehrimizde, çok güzel hizmetleri hep birlikte, el ele, gönül gönüle yapacağız.

Değerli konuklar; emin olunuz ki bu büyük devlet, bu necip millet, sonsuza kadar, var olacaktır. Çünkü biz, büyük bir millet, kutlu bir devletiz. Ecdadımızın kanıyla, canıyla vatan eylediği bu topraklarda, ezelden ebede, bir kutlu yolculuğun temsilcileriyiz.

Bu duygu ve düşüncelerle, sizlerin, Edirneli Hemşerilerimin ve aziz milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nızı yürekten kutluyorum.” şeklinde konuştu.

Vali Sezer’in konuşmasının ardından Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuarı öğrencileri gece boyunca müzik dinletisi sundu.

Vali Yunus Sezer eşi Canan Sezer Hanımefendi ile birlikte masaları tek tek gezerek konuklarla sohbet etti ve yakından ilgilendi.

Kabul törenine, Edirne Valisi Yunus Sezer ve eşi Canan Sezer Hanımefendinin yanı sıra, Edirne Milletvekilleri Fatma Aksal, Ediz Ün, Mehmet Akalın, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Berat Acar, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çakmak, İdari Yargı Başkanları, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Baro Başkanı Gökhan Karakoç, Vali Yardımcıları, İlçe Kaymakamları, protokol üyeleri, kurum müdürleri, siyasi parti ve STK temsilcileri, Şehit Aileleri ve Gazilerimiz katıldı.
Haber Merkezi

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.