İdris Günaydın Yazdı: Oğlum Bak Git!

Oğlum bak git!
10 Nisan Perşembe günü sabahleyin bir haber okudum. Haber özetle şöyle idi ve Milli Savunma Bakanlığının bir açıklaması idi. “Azerbaycan’da İsrail ile “çatışmasızlık toplantısı” yaptık diyordu. Yani İsrail’e; “Bizim çatışmak gibi bir niyetimiz yok. Müsterih ol” diyor Türkiye.

Öğleden sonra ise bir başka haber: “İsrailli yetkili Azerbaycan’daki toplantıdan sonra ateş püskürdü. Suriye’de üs kurmak bizim kırmızıçizgimizdir. Müsaade etmeyiz.”

Biraz düşündüm ister istemez. Doğrudur. Kırmızıçizginizdir de nerede? Donunuzda mı? Onu diyorsanız bizim “şu kırmızıçizgimizdir, bu kırmızıçizgimizdir” dememize gerek yok. Bizim kırmızıçizgimiz şanlı bayrağımızın rengidir.

İsrail ile er veya geç hesaplaşacağız. Sadece zaman ve şartları beklemekteyiz.

Hatta istiyorum ki; İsrail daha çok kulağımıza, burnumuza değsin, bizi itmeye çalışsın da iyice kızdırsın bizi.

Bizde de İsrail muhipleri var. Her şeye tav olan Kemalistler var. Öyle hale gelsin ki; Kemalistler “Aaa! Bu kadar da olmaz ki ayol” deyip devleti cevap vermekte haklı görsünler.

İsrail muhipleri de “bizimkiler de hak etti” desinler.

Sokak gösterilerinden bunu anlıyoruz: Yahudilerin zıplayarak eğlendikleri gibi bizimkiler de zıplayarak gösteri yapıyor. Allah Allah… Bu kadar benzerlik nereden geliyor?

Biz çok iyi biliyoruz ki; yıllardır bu konuda şerbetliyiz; Türkiye’nin Kemalistleri her hareketlerinin figürünü Yahudilere borçlu. Hatta şarkı ve marşlarına bakın; Yahudi bestesi…

Bunun bariz bir ilginç başka örneği de var: Dersim’de Mustafa Kemal döneminde, yetmiş bin Alevi katledildi deniyor. Alevilerde hiç ses var mı? Cemevlerinde Mustafa Kemal’in posterlerine secde ediyorlar!

Niye böyle? Akıl aldıkları üst akıl böyle istiyor.

Yavuz Sultan Selim, Anadolu’da isyanlar çıkarmış Şah İsmail’e karşı devletin birliğini savundu diye hâlâ nefret içindeler. Dersim hadisesinde ise suspus.

Böyle bir olay olmadıysa niçin “Dersim Katliamı” ifadesi kullanıyorsunuz? Böyle bir katliam vuku bulduysa katliamı yapan Sabiha Gökçen (Hatun Sebilciyan) ile neden fikriyatınız aynı?

İsrail’e gelelim. İsrail ne derse bizdeki o çok eğitimli, çok tahsilli, çok çağdaş, çok ilerici, çok aydın çevreler aynı şeyi yapıyor. Hatta birebir. Neden böyle? Neden olacak; Hz. Peygamber böyle böyle haklı çıkacak işte. Ne demişti mübarek: “Karış, karış; arşın arşın o Hıristiyan veya Yahudileri takip edeceksiniz. Hatta onlar bir farenin, kertenkelenin deliğine kafalarını soksa bile siz de sokacaksınız…”

Kertenkelenin deliğine kafalarını sokup sonra da Kudüs’e “Ağlama Duvarına” gidip istavroz çıkarmıyorlar mı?

Hülasa! Er veya geç İsrail ile kapışacağız. Bu, sokaktakilerin zamanlı zamansız haykırışları ile olmayacak. Bu devlet aklının zamanı gözetlemesiyle olacak. Peygamberimizin bu hadisi de gerçekleşecek. Ne diyordu mübarek: “İsrail’i perişan edecek ordu kuzeyden gelecek.” Temsili olarak söyledim.

Kuzeyden kim gelecek? Yunanistan mı? Bosna Hersek mi? Bulgaristan mı?

Kimin geleceği belli. Kim anasından aslan sütü emerek büyüyorsa o. Yeter ki terbiyecisi, Özgür Özel gibi kürsüde ne konuştuğunu unutan çılgın olmasın.

Şartlar bizi oraya götürüyor vesselam.

Kaynak: İdris Günaydın

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.