Aile Bakanlığı Skandallara Sessiz! Adem Çevik: Sayın Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş’tan cevap bekliyoruz
Aile Bakanlığı Skandallara Sessiz! Adem Çevik: Sayın Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş’tan cevap bekliyoruz
Aile Bakanlığı Skandallara Sessiz! Son günlerde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığındaki yaşanan skandallarla ilgili Aile Meclisi Platformu ve Adalet Platformu Başkanından çağrılar üst üste geldi. Adem Çevik: ”Sayın Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş’tan cevap bekliyoruz” diyerek, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a seslendi.
Peki; Aile Bakanlığı ve Mahinur Özdemir Göktaş söz konusu Skandal İddialara ilişkin neden sessiz?
Adem çevik, Aile Bakanlığı ile ilgili skandal iddialar ile ilgili henüz bir cevap verilmedi. Sorularımız bugüne kadar yanıtsız kaldı. “Sükût ikrardandır derler.” Bu iddiaların hepsini Bakanlık kabul etmiş oluyor.
Biz Bakanlığa neler sormuştuk?
İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ndeki Görevden Almalar
Yıllardır bu kurumda emek veren İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardımcılarının görevden alınarak yerlerine yapılan atamalar, Bakan Yardımcısı Zafer Tarıkdaroğlu’nun mülakatlarıyla gerçekleşti. Ancak bu atamaların, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’ne aykırı olduğu açık bir şekilde ortadadır.
Liyakatsizlik İddiaları ve Yönetmelik İhlalleri
Yönetmeliğin 5/A maddesi, personel görevlendirmelerinde mesleki yeterlilik ve liyakat esasını vurguluyor. Ancak yapılan bazı atamaların bu ilkelere aykırı olduğu belirtiliyor:
• Hüseyin Keleş: Fizyoterapi mezunu olup, engelli hizmetlerinde görevlendirilmiştir. Fizyoterapi mezunu olduğu için il müdür yardımcısı olarak görevlendirilemez. Hakkında birçok şaibe olduğu iddia ediliyor.
• Ozan Berktaş: Sosyoloji mezunu olup, Personel İşleri’ne görevlendirilmiştir. Hakkında birçok şaibe olduğu iddia ediliyor.
• Serhat Arifoğlu: Sosyal Hizmetler mezunu olup, Mali İşler’e görevlendirilmiştir. Bu görev için “en az dört yıllık lisans eğitimi veren siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler fakültelerine bağlı bölümlerden mezun olmak” hükmü bulunmaktadır.
• Cem Çaylak: Sosyoloji mezunu olup, Bilgi İşlem’e görevlendirilmiştir. Hakkında birçok şaibe olduğu iddia ediliyor.
• Neslihan Çapar: Sosyal Hizmet Uzmanı olup, Hukuk İşleri’ne görevlendirilmiştir. Bu görev için “hukuk fakültesi mezunu olmak” hükmü bulunmaktadır.
Bu tür görevlendirmelerin kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini olumsuz etkilemekte mi?
1- İkinci Araç ve Şoför Tahsisi İddiaları
Sayın Bakan’ın danışmanı Melih Özyardımcı’ya İstanbul İl Müdürlüğü’nden bir araç ve şoför tahsis edildiği, buna ek olarak Ankara’dan ikinci bir araç verildiği iddiaları doğru mudur? Bu araçlar hangi hizmetlerde kullanılmaktadır? İstanbul İl Müdürlüğü tarafından tahsis edilen aracın kullanımına dair detaylar hakkında bilgi talep ediliyor.
2- Makam Şoförü İddiası
Danışman Melih Özyardımcı’nın kendi yakınlarından birini İstanbul İl Müdürlüğü’nde şoför olarak işe alıp, makam şoförü yaptığı iddiaları doğru mudur?
3- Lüks Konaklama İddiaları
Sayın Bakan, İstanbul ziyaretlerinde danışman Melih Özyardımcı’ya ait olduğu bilinen Fuatpaşa Yalısı’nda lüks konaklama yapmakta mıdır?
4- Atama İddiaları
İstanbul İl Müdürlüğü’ndeki atamaların tamamen Melih Özyardımcı ve İl Müdür Yardımcısı Ahmet Ozan Berktaş tarafından yapıldığı ve İl Müdürü Ömer Turan’ın buna sessiz kaldığı iddiaları doğru mudur?
5- Taciz Davaları
İstanbul İl Müdür Yardımcılarından kaç tanesi, personel arkadaşını tacizden dolayı soruşturmalık/davalık olmuş ve yıllardır görevde kalmıştır? Bu kişilerin ünlü siyasetçilerin yakını olduğu iddiaları doğru mudur?
6- İhale İddiaları
İhalelerin Melih Özyardımcı’nın kendi şirketlerine veya yakınlarının şirketlerine verildiği iddiaları doğru mudur?
7- Mali İşler Pozisyonu
Mali işlerde yaşanabilecek sorunların önüne geçmek için, Mali İşler İstanbul İl Müdür Yardımcılığı pozisyonuna deneyimsiz bir personelin getirildiği doğru mudur?
8- Esra Ceceli Hakkındaki İddialar
Darülaceze Başkanlığı görevinden aldırılan Hamza Cebeci’nin yerine atanan Esra Ceceli’nin, Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü iken kendisine görev yazdırarak Business Class ile seyahat ettiği ve şahsına ait bir ajansı olduğu, birçok bakanlıktan ihale aldığı iddiaları doğru mudur?
9- Çocuk Sitesi Müdürü Faruk Çelik
3.5 yaşındaki çocuğumuzun ölümü ile ilgili Bahçelievler Çocuk Sitesi Müdürü Faruk Çelik’in, olay aydınlanmadan çocuklardan sorumlu İl Müdür Yardımcısı yapıldığı iddiaları doğru mudur?
9- Liyakatsiz Atamalar ve Kurum Belleği
Bakan Yardımcısı Zafer Tarıkdaroğlu ve Personel Genel Müdürü Hamza Gökhan Eryılmaz’ın mülakat yaparak liyakatsiz atamalar yaptığı, atananların içinde FETÖ terör örgütünden soruşturma geçirenler olduğu, kurumun belleğinin tamamen yok edildiği ve bu durumun Bakanlığın iş yapamaz hale gelmesine neden olduğu iddiaları doğru mudur?
10- Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ndeki İddialar
Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü’nün, KADEM kökenli olduğu ve liyakatsiz atamalar yaptığı, özellikle Eda ve Ahu isimli iki daire başkanının çocuk hizmetleri ile ilgili alım satım dahil tüm kararları verdiği, taşrada büyük sıkıntılara yol açtığı, tüm alım ve satım işlemlerini kendi kontrollerine aldığı iddiaları doğru mudur?
11- Bakan Danışmanı Yasemin Abayhan Hakkındaki İddialar
Bakan Danışmanı Yasemin Abayhan’ın vakadan yoksun, işten anlamayan, akademik camiadan gelen biri olduğu, üniversiteden arkadaşı Çiğdem’i daire başkanlığı kadrosuna aldırarak, taşra ve bakanlık üzerinde baskı kurduğu ve koruyucu aileye gelen hibeler ve diğer kaynakların usulsüz harcandığı iddiaları doğru mudur?
12- Mustafa Modaoğlu’nun Tartışmalı Ataması
Milli Eğitim Bakanlığı’nda taciz soruşturması geçirdiği belirtilen Mustafa Modaoğlu’nun, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Aydın İl Müdür Yardımcılığı’na ve ardından Giresun İl Müdürlüğü’ne atanması, çalışanlar arasında huzursuzluk yaratıyor. Hakkında mobing ve taciz suçlamaları bulunan Modaoğlu’nun, halen görevde olduğu doğru mudur?
13- UNICEF ve BM Hibelerinin Usulsüz Kullanımı
UNICEF ve BM kaynaklı milyonlarca Euroluk hibelerin, usulsüz yollarla çıkar sağlamak amacıyla kullanıldığı, bu hibelerin DMO üzerinden tanıdık firmalara yönlendirildiği iddiaları doğru mudur?
14- Genel Müdür ve Şer İttifakı
Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde görevli Şeref Bey’in, genel müdür ve daire başkanlarıyla birlikte “şer ittifakı” oluşturduğu ve kurumu sabote ettiği iddiaları doğru mudur?
Bu iddialar karşısında Aile Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın nasıl bir açıklama yapacağı merak konusu. Kamuoyunun beklentisi, bu iddiaların aydınlatılması ve gerekli adımların atılması yönünde.
Yeni gelen mektup:
“İddialarla ilgili isimler, bahsedilen konuları ele almak yerine, bilgileri paylaşanı arayıp cezalandırma yoluna giderek adeta bir cadı avı başlattı. İlk defa muhafazakar bir kesimden eleştiri gelince, “Nasıl olsa ortak arkadaşlarımız çok; Mehmet Bey’i arar, bilgilerin kimden geldiğini öğreniriz,” gibi söylemlerle korku salındı. Asıl olan, iddialar doğru değilse kanıtlayıcı belgelerle yalanlanması olmalıydı. Ancak bu davranışları, yazılanların gerçek olduğunu gösteriyor.
İtiraz edemiyorlar.
• İstanbul, Ankara gibi yerlerde bebek ölümleri oldu mu?
• Yaşlı ölümleri oldu mu?
• Fiili livata vakaları yaşandı mı?
• Çocuklar kurumlardan kaçıp birilerine sığındı mı?
• Liyakatsiz atamalar yapıldı mı?
• Görevde yükselmeyi kazanamayan kişi üst göreve getirildi mi?
• Ankara’da il müdür yardımcısı yokmuş gibi birini Kocaeli’nden geçici görevle il müdür yardımcısı yaptınız mı?
• Çocuk hizmetlerindeki olumsuzluklar doğru mu?
Yasemin adlı danışmanın kurum üzerindeki baskısı, koruyucu ailelere ve diğer hibelerin lüzumsuzca harcandığı doğru mu? Şimdi bilgileri paylaşan aranıyor. Ancak dışarıdan gelen bu insanlar, Türkiye’nin her yerinde birbirini tanıyan ve konuşan insanların olduğunu bilmiyor. Yıllardır her yeni gelen tarafından hiçe sayılan, asli görevler unutulup her gelen tarafından yeni uygulamalar ile perişan edilen, liyakatsiz atamalar ile iş yapamaz hale getirilen bir kurumda herkesin parmağı bu klavyenin tuşuna basıyor.
Çocuk hizmetlerine dönecek olursak:
• Ayşegül, Eda ve Ahu üçlüsü, destek hizmetlerindeyken illerde çocuk hizmetlerine ait ihaleleri yapamayacaklarını bildirmemişler mi?
• Çocuk hizmetlerine geçtiklerinde tüm alım satım işlerini kendileri üzerinden gerçekleştirmiyorlar mı?
• Bunu daha rahat yapabilmek için altyapıyı ve personeli ona göre görevlendirmediler mi?
• Haber çıktıktan sonra panik halinde YİKOP’a ihalenin iptali için yazı yazıldı mı? (Bu bile iddiaları kanıtlayan en büyük ispattır.)
• Tüm Türkiye’deki kuruluşların şu an Ahu’nun onayı olmadığı için temizlik ve hijyen malzemesi alamadığı ve uyuz vakaları ile mücadele ettiği doğru mu?
• Tüm alımların ve yemek ihalelerinin Ahu ve Eda’nın onayından geçmeden olmayacağı talimatı Ayşegül tarafından verilmedi mi?
• Hiçbir mevzuata dayanmadan bu kişiler tarafından verilen kararlar neticesinde kurumlar şu an çok zorda kalmış durumda değil mi?
• Kendi yakınlarına iş veremedikleri için Ayşegül tarafından iptal edilen ihaleler var mı, yok mu?
• Hibe gelen paralar efektif kullanılıyor mu?
• Tasarruf tedbirleri kapsamında toplantı organizasyonları yapılmazken, bu paralar ile tanıdık organizasyon firmalarına iş verilerek sürekli toplantı ve tanıtım yapılıyor mu?
Önce TOKİ, sonra YİKOP, şimdi iptal diye süreci yönetemeyen Şeref, Ahu, Eda ve Ayşegül ekibi hakkında bir araştırma yapıldı mı? Proje aşamasında iş alan alt yüklenici ile Şeref arasında bir bağ var mı? Yasemin’in kararlarının kurum çalışanlarını zora soktuğu ve kurumu işlemez hale getirdiği doğru mu? Yasemin’in taşra ve bakanlık üzerinde sınırsız yetki ile hareket ettiği ve tüm belgelere, bilgilere ulaşabildiği, çalışanlar üzerinde baskı kurduğu, taşrada görev yapan yöneticileri aşağılayan bir üslup kullandığı doğru mu? Bu kişilerin Türk aile yapısını zedeleyen düşüncelere sahip olduğu ve bakanlığı sabote nitelikte işlere imza attığı iddiaları araştırıldı mı?
Esra Ceceli’nin diploması var mı, yok mu? Şimdi özgeçmişine yüksek puan ile memuriyet sınavını kazandığı eklenmiş. Eğer bir sınav kazandıysa, o sınav ile mi memuriyete girdi? Neden bir belediyenin özel kalem müdürlüğü gibi istisnai bir kadroya atanıp, aynı süreçte Aile Bakanlığı’na ataması yapılmadı? Esra Ceceli’nin aldığı kararlar, yarattığı kadrolaşma ve diploma süreci araştırıldı mı? Görevde yükselme mülakat heyetindeki varoluşunun eğitim yetersizliği ile ilgili açılan idari davada kişiler kazandıysa, bu durum hala büyük bir soru işareti yaratmıyor mu?
Merkez ve taşra teşkilatında liyakatsiz atamalar var mı? Bu atamalar sonucunda yönetim zafiyeti ve sorunlar yumağı var mı? Başka kurumlardan özellikle SGK’dan, Bakan yardımcısı Zafer’e yakınlığı ile bilinen kişiler veya danışmanlardan genç yaşta, kurumda herhangi bir deneyim veya tecrübe edinmemiş kişiler daire başkanı, genel müdür yardımcısı veya genel müdür olarak atandı mı? Bakan yardımcılarının sekreterlerine daire başkanlığı kadrosu verildi mi?
Çocuk esirgemeye şartlı bağışlanan yerlerin usulsüzce birilerine verildiği doğru mu? Eğer verildiyse, bu kişi ve kurumlar buraları uygun işletiyor mu? Usulsüz bir durum söz konusu olduysa herhangi bir uygulama veya yaptırım yapıldı mı? Ulus’ta bulunan, Atatürk’ün de kullandığı havuzun bulunduğu tarihi binalar kültür sanat sokağı olarak vatandaşın hizmetine sunulmak üzere devir edildiyse, bu binalar vatandaşın hizmetine sunuldu mu? Yoksa üçüncü şahıslara kiralanarak kazanç mı elde edildi? Kimsesiz çocuklar için bağışlanan Ankara evi şu an içkili bir restoran olarak işletiliyor mu? Tahliye edilmesi için bir mahkeme kararı var mı? Varsaysa, bu işletildi mi? İşletilmediyse, kim tarafından işletilmedi? Bu süreçte kim kazanç sağladı? (Restoranın adı Dafne olarak biliniyor.)
Ankara ilinde liyakatsiz atamalar, bebek ölümü, fiili livata, yaşlı ölümleri var mı, yok mu? Yaşlı ölümleri ile ilgili bir işlem yapıldı mı? Yoksa bu olay il müdürü Cüneyd tarafından kapatılıp kuruluşun müdürü ödül olarak sürekli bakan dahil üst düzey yöneticilerin katıldığı programların yapıldığı prestijli bir kuruluşa mı gönderildi? Bu kişinin bir bakan yardımcısının tanışı olduğu doğru mu?
Her gelen yönetici, bir öncekini silmeye yönelik planlar yapıyor. Olan kuruma ve kurumun hizmet sunmaya çalıştığı kimsesiz, fakir, fukara, gariban insanlara oluyor. Aile gibi toplumun en temel taşı, en hassas kesimi kimlerin elinde bilinçli ya da bilinçsiz yıpratılıyor. Çocuklar, gençler, kadınlar, yaşlılar ve engelliler için geleceğe dair politika ve programlar nedir, nasıl uygulanır, taşrada karşılık buluyor mu? Birileri gelip bir uygulamayı yürürlüğe koyuyor, onunla ilgili çalışmalar yaptırıyor, paralar harcanıyor. Sonra o gidiyor, bir başkası kendi programı ile ilgili çalışmaları gerçekleştirmeye çalışıyor. Sürdürülebilirlik yok, inanç yitmiş, her gelen gideni aratıyor. Ancak bu süreçte, kendilerinde her şeyi hak gören, teşkilatı sarmalayan kadınlardan oluşan bu grup ve icraatları herkese zarar veriyor.
Bakan Hanım’ın bu konuların ne kadarına vakıf olduğunu bilmiyoruz ancak bir an önce müdahale edilmeli. Merkezde ve başta İstanbul ve Ankara olmak üzere illerde yapılan liyakatsiz ve usulsüz atamalara bir son verilmeli. Bizleri tedirgin eden nokta, bizim adamımız diye bu kişilerin korunması. Sizin adamınız olabilir, özünde iyi ve referansları kuvvetli olabilir. Ancak belki başka bir alanda daha başarılı olabilirler. Durumu kabullenmeli, tarafsızca gereken araştırmalar yapılmalı. İşin mutfağından gelen liyakatli insanlar getirilerek Türkiye Aile Politikası oluşturulmalı. Taşra ve merkez arasındaki kopan bağlar iyileştirilmeli. Bu teşkilat, artık başka kurumlarda iş yapamayan insanların mevki makam basamağı olmamalı. Tanıdıklar vasıtasıyla bilgileri gönderenleri bulmaya çalışmak yerine iddiaların durumu araştırılsın.
“Yıllar önce, tüm kalbimizle inandığımız bir davaya sarıldık. Hak ve adalet için yola çıktık. Ancak bugün geldiğimiz noktada, güçlünün haklı olduğu, haklının sesinin kısıldığı, uğruna mücadele ettiğimiz değerlerin, bedel ödemeden koltuk kapanlar tarafından hiçe sayıldığı bir ortamla karşı karşıyayız.
İnançlı ve korkusuzca sesinizi yükseltmeniz, bizlere büyük bir cesaret verdi. Bugüne kadar ne zulümler, ne adaletsizlikler gördük! İlk defa, birileri bizim sesimiz oldu, nefesimiz oldu. Sizin gibi samimi insanların varlığı, umudumuzu yeşertiyor.
Rabbim size güç versin, yolunuzu aydınlatsın. Allah’a emanet olun.”
Sayın Bakan, yukarıdaki soruların ve belirttiğimiz hususların açıklığa kavuşturulması, kamuoyunun bilgilendirilmesi adına büyük önem arz etmektedir. Bilgi edinme kanunu gereğince, tarafımıza ikna edici bilgi verilmesini arz ve talep ederiz. 06 Ağustos 2024
Not: Bültendeki bu yazının tüm sorumluluğu Adem Çevik’e aittir.
Kaynak: Adem Çevik – Türkiye Aile Birliği Başkanı / Üsküdar Selamiali cad. No:17 İrtibat: 05322033274
- İdris Günaydın Yazdı: Mehmet Okuyan’a bir çift sözüm var - Nisan 7, 2025
- Edirne’nin Köyleri Beyaza Büründü - Nisan 7, 2025
- Ali Süzen Yazdı: Doktor(Rektör) Bu Ne? - Nisan 6, 2025